Kadınlara özel vagon mecliste

Kadınlara özel vagon mecliste

Advert

İBRAHİM SEVGİLİ- DOĞRUHABER

İngiltere'de İşçi Partisi'nin kıdemli siyasetçilerinden Chris Williamson, trenlerde kadınlara özel vagon önerisini meclise taşıdı. Williamson, kadınların tacizden korunması için bu öneriyi getirdiğini söyledi. Chris Williamson tacize uğrayan kadınların sayısındaki artış nedeniyle bu öneriyi getirdiğini söylüyor. Kadın tacizlerinin önüne geçecek ve kadınlara pozitif ayrımcılık tanıyan ‘Kadınlara özel vagon' uygulaması, yüzde doksan dokuzu Müslüman Türkiye'mizde de yıllardan beridir isteniyordu.

Bu uygulama Malatya, Bingöl ve Bursa gibi illerde kısmi olarak da olsa hayata geçti.  

BU İSLAM'IN HER HÜKMÜNE KÖRÜ KÖRÜNE KARŞI ÇIKANLARA BİR DERSTİR
Bir gazete için makale kaleme alan İngiliz feminist yazar Laura Bates, "Saldırılar nedeniyle toplu taşımada kadın erkek ayrımına gitmek, saldırıların kaçınılmaz olduğunu ima etmektir. Tüm erkeklerin kadınlara saldırabileceği ve bundan korunmanın tek yolunun kadınların hareket özgürlüğünü kısıtlamak olduğu anlamına gelir" ifadelerini kullandı. Burada dikkati çeken husus “Kadın özgürlüğü” konusunda çok hassas olduğunu iddia eden Batı'da bu tür tartışmaların olmasıdır.

Kadın konusunda çok mesafe kat ettiği varsayılan Batı'da bu tür önerilerin gelmesi, bunun ardından yapılan tartışmalar Türkiye'deki benzer tartışmaları akıllara getirdi. Bu tür öneriler İngiltere'de “din” adına değil insan doğasına ve kadın onuruna bağlanarak getiriliyor. Onlara göre meselenin doğal ve bilimsel yönü göz ardı edilemez. Bu da İslam'ın her hükmüne körü körüne ve sözde özgürlükler adına karşı çıkanlara önemli bir ders oluyor.

BU VE BENZERİ İSLAMİ TALEPLER İNSANIN DOĞASININ BİR SONUCUDUR
Kadınlara özel vagon meselesi toplumun her türlü İslami taleplerine önyargıyla, özgürlükleri kısıtladığı hatta bilimsel olmadığı savıyla bakılmaması gerektiğini ortaya koyuyor. İngiltere'deki bu talebin ve Türkiye'deki benzeri diğer İslami taleplerin esasen insanın doğasının bir sonucu olduğunu gösteriyor. Bunun bilimsel ve vicdani bir gerçek olduğu kabul edilmelidir. İngiltere'deki vagon tartışması sadece bu talebin yerine getirilip getirilmemesi konusunda yoğunlaşmıyor.

Nasıl oluyor da İngiltere gibi liberal ve laik bir ülkede üstelik işçi partisine mensup bir kadın milletvekili tarafından bu tür talepler dile getirilebiliyor. Benzer talepler herhangi bir İslam ülkesinde “gericilik ve kadına saygısızlık” olarak nitelendirilirken İngiltere'deki bu talep nasıl izah edilecek? İnsan doğasını, bundan kaynaklanan ihtiyaçları baskılayan uygulamalar, bunun üzerine inşa edilen ideoloji aradan ne kadar zaman geçerse geçsin fırsatını bulduğu an hemen dışa vuruluyor. Üstelik İngiltere'de ve işçi partisine mensup bir kadın milletvekili tarafından bu gerçek ortaya çıkıyor. İşin canı alıcı noktası budur.

BU İNSAN DOĞASINA AYKIRI DİĞER UYGULAMALARI DA TARTIŞMAYA AÇACAK
Bunun ihtiyaçtan kaynaklı insani ve vicdani bir talep olduğunun, İslam'ın bu nedenle bu tür hükümleri getirdiğinin bilinmesi onları rahatsız ediyor. Yoksa çoktan kadınlara ayrı vagon tahsis edeceklelerdi. Sadece İngiltere değil İskandinav ülkelerinde bile. Ancak biliyorlar ki bu, onların doğru diye kanıksanmış olan ama gerçekte insan doğasına ve onuruna uygun olmayan diğer uygulamalarını da tartışma haline getirecektir.
 

Advert

Paylaş: